I.GİRİŞ
AMAÇ
Bu araştırma, Türkiye’de boykot davranışının hangi saiklerle ortaya çıktığını, bireylerin boykota yönelik algılarını ve boykot pratiklerinin sosyodemografik özelliklerle nasıl ilişkilendiğini analiz etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın verileri, Google Forms üzerinden çevrimiçi olarak toplanmış olup toplam 770 katılımcı araştırmaya dâhil edilmiştir. Katılımcıların ikamet dağılımı Diyarbakır’ın (%56) ardından İstanbul (%18,8), Adıyaman (%8,8), Şanlıurfa (%8,5), Malatya (%4,8) ve Mardin (%3,1) şeklinde seyretmektedir.
Cinsiyet dağılımı incelendiğinde, katılımcıların %57,4’ünün Erkek, %41,8’inin Kadın olduğu; %0,8’inin LGBTQ+ kimliğini beyan ettiği görülmektedir. Araştırma grubunun Yaş Aralığı dağılımına bakıldığında, görüşmecilerin %8,6’sı 18-24 yaş, %22,3’ü 25-34 yaş, %27,3’ü 35-44 yaş, %26,5’i 45-54 yaş, %11,4’ü 55-64 yaş, %3,9’u 65+ Yaş görüşmecilerden oluşmaktadır. Yaş ortalaması 40,9 olup örneklem, genç yetişkin ve orta yaş gruplarının dengeli biçimde temsil edildiği bir yapıya sahiptir. Eğitim düzeyinde Lisans mezunları (%52,7) belirgin bir ağırlığa sahipken, katılımcıların %14,3’ü Lisansüstü eğitim aldığını belirtmiştir.
İstihdam verilerine göre katılımcıların %62,1’i bir işte Çalışmakta; bu grubun içinde ücretli çalışanlar, özel sektör profesyonelleri ve kamu çalışanları önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal güvence dağılımında ise SSK (%45,2) ve Emekli Sandığı (%21,6) öne çıkmaktadır. Gelir dağılımının çift uçlu bir yapıda olduğu görülmektedir: Katılımcıların yaklaşık dörtte biri 80.001 TL ve üzeri gelir grubunda yer alırken, benzer büyüklükte bir grup (%22,3) da 0–22.104 TL aralığında bulunmaktadır. Bu durum, araştırma grubunun ekonomik çeşitliliği bakımından dengeli bir temsil sunduğunu göstermektedir.
BOYKOTUN ETKİLİLİĞİNE DAİR ALGI
Katılımcıların boykotu bir protesto yöntemi olarak nasıl konumlandırdığı, çalışmanın temel sorularından birini oluşturmaktadır. Bulgular, boykotun araştırma grubumuzun genelinde etkili bir protesto biçimi olarak görüldüğünü göstermektedir. Katılımcıların %52,3’ü “Evet”, %18,3’ü “Kesinlikle Evet” yanıtı vererek toplamda yaklaşık %70’lik bir kesim boykotun etkili olduğuna inandığını belirtmiştir.
Cinsiyet karşılaştırmasında Erkeklerde “Evet” oranı (%55,7), Kadınlara kıyasla daha yüksektir. Kadınlarda ise dikkat çeken bir nokta, %23,6 ile “Kararsızım” yanıtının daha yaygın olmasıdır. Bu durum, kadın katılımcıların boykotun etki kapasitesine dair değerlendirmelerinde daha temkinli bir yaklaşım sergilediklerine işaret etmektedir.
Yaşa göre dağılım incelendiğinde boykotun etkililiğine yönelik inancın yaş arttıkça güçlendiği görülmektedir. 55–64 yaş (%67,4) ve 65+ yaş (%69,2) gruplarında “Evet” yanıtlarının en yüksek seviyeye ulaşması, ileri yaşların boykotu siyasî/toplumsal bir araç olarak daha etkili gördüğünü düşündürmektedir. Bununla beraber etkili olmadığını savunan yada kararsız tutum sergileyen yaş grubu 18-24 ve 25-34 yaş aralığında daha yüksek oranlarda görülmüştür.
EKONOMİK ŞARTLARIN BOYKOT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Ekonomik faktörlerin boykot kararına etkisine ilişkin bulgular, araştırma grubunun önemli bir kısmının boykot kararını ekonomik koşullarla ilişkilendirdiğini göstermektedir. Katılımcıların %36,4’ü ekonomik şartların “Etkiler” düzeyinde belirleyici olduğunu ifade ederken, %18,4’ü “Orta düzeyde etkiler” yanıtını vermiştir.
Yaş karşılaştırması ekonomik duyarlılığın yaşla birlikte farklılaştığını ortaya koymaktadır: Genç yaş gruplarında “orta düzeyde etkiler” yanıtı yüksekken, 55 yaş sonrası ekonomik etkenlerin boykot kararını daha az etkilediği görülmektedir. Özellikle 65+ yaş grubunda “Etkilemez” yanıtının %46,7’ye çıkması dikkat çekicidir.
Normalde Boykot Etmeyi Düşündüğünüz Bir Kurumu, Taşıdığı Kimlik Nedeniyle Boykot Etmeme Durumunuz Olur Mu? sorusuna görüşmecilerin %58,4’ü Hayır, %41,6’sı Evet yanıtlarını vermişlerdir.
SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ
Sosyal medya boykot davranışını etkileyen modern bir araç olarak değerlendirilmiştir. Katılımcıların %35,1’i sosyal medya paylaşımlarının boykot kararını “orta düzeyde etkilediğini” belirtirken, %22,9’u “Etkiler” yanıtı vermiştir.
Cinsiyetler arasında belirgin bir fark görülmektedir: Kadınlarda sosyal medyanın etkisi daha güçlü hissedilirken, erkeklerde “Hiç Etkilemez” oranı daha yüksektir. Genç yaşlarda sosyal medyanın etkisi belirgin biçimde artmaktadır. 18–24 yaş grubunda “Orta Düzeyde Etkiler” yanıtının %45,5’e kadar çıkması, bu yaş grubunun boykot çağrılarını dijital mecralar üzerinden daha yoğun takip ettiğini göstermektedir.
BOYKOT DENEYİMİ VE BOYKOT EDİLEN KATEGORİLER
Katılımcıların %79,5’i yaşamında en az bir kez boykot eylemine katıldığını belirtmiştir. Erkeklerde boykot deneyimi biraz daha yüksek (%81,4) olup, yaş arttıkça boykot deneyiminin belirgin biçimde arttığı gözlenmiştir (55–64 yaş: %88,6). Bu dağılım, boykotun oldukça yaygın bir protesto pratiği olduğunu göstermektedir. 18-24 yaş arası katılımcılar ise %63,6 oranla en az boykot geçmişine sahip gruptur.
Boykot edilen şeyin kategorilerine bakıldığında marka boykotu (%22,1) ve seçim boykotu (%19) ilk iki sırayı paylaşmaktadır. Kadınlarda Marka Boykotu (%23,9) erkeklerden küçük bir oranla (%20,8) yüksektir. Aynı zamanda erkeklerde Seçim Boykotu (%23,1) birinci sırada yer almaktadır. Yaş grupları incelendiğinde, gençlerde marka ve mekân boykotunun daha yaygın olduğu; 55+ yaş grubunda ise politik içerikli seçim boykotunun belirgin biçimde arttığı görülmüştür. Bir Boykota Katıldığınızda Onu Sürdürme Konusunda görüşmecilerin %58,8’i Kararlı olduklarını belirtmiştir.
BOYKOTUN TEMEL MOTİVASYONLARI
Katılımcıların boykot etme nedenlerinde Politik Motivasyonlar açık ara öne çıkmaktadır. Toplamda %35,1 ile Politik Nedenler birinci sıradadır. Etik Gerekçeler (%22,6) ikinci sırada gelirken, Öfke/Tepki motivasyonları (%12,5) üçüncü sıradadır.
Cinsiyet kırılımında hem Kadınlarda hem Erkeklerde politik nedenler ilk sırada yer almaktadır. Yaş karşılaştırmasında Politik Motivasyonların yaşla birlikte arttığı; özellikle 55–64 yaş grubunda en yüksek seviyeye ulaştığı görülmektedir. Gençlerde ise Etik Gerekçeler ve Öfke/Tepki motivasyonlarının daha yaygın olması dikkat çekicidir.
Boykot davranışını tetikleyen unsurlar arasında da İdeolojik Aidiyet ve Kişisel Deneyim öne çıkmıştır. Gençlerde kişisel deneyim belirgin bir motivasyonken, orta yaş ve üzeri gruplarda siyasi aktörlerin çağrılarının etkisi artmaktadır.
BOYKOTTAN BEKLENTİLER
Katılımcıların boykot yaparken temel beklentisi ağırlıklı olarak Toplumsal Farkındalık Yaratmaktır (%34). Bu bulgu, boykotun sadece karşı tarafa yönelik değil, aynı zamanda kamuoyu algısına yönelik bir araç olarak görüldüğünü göstermektedir.
Bunun yanında Boykot Edilen Muhatabın Özür Dilemesi veya Politika Değiştirmesi beklentisi de güçlüdür. Orta yaş gruplarında politik duruş sergileme beklentisi artarken, gençlerde daha çok farkındalık yaratma ve sembolik destek verme öne çıkmaktadır.
HİÇ BOYKOT ETMEME GEREKÇELERİ
Son 6 Ay Tablosuna bakıldığında Yaşam Boyu Boykot yapılmış olma eğiliminin aksine katılımcıların yalnızca %36,4’ü boykot yaptığını belirtmiştir. Son 6 Ay içinde boykot edilen kategoriler arasında %20,9 İsrail Menşeli veya İsrail’i Destekleyen Markalar, %16,5 Kahve Zincirleri, %13,7 Trendyol ve Diğer E-Ticaret Platformları, %12,9 Devlet Kurumları, TV Kanalları ve Medya Grupları, %9,4 Ülker / Yıldız Holding Grubu, %6,5 Üç Harfli Marketler, %4,3 Yerel İşletmeler, %4,3’ü Grev Yapılan İşyerleri ön plana çıkmaktadır.
Boykot etmemiş olan küçük grup içinde en baskın gerekçe boykotun etkisiz olduğu görüşüdür (%39,5). Bu oran özellikle gençlerde (%47) ve 55–64 yaş grubunda (%53,8) yüksektir. “Takip Etmiyorum” yanıtı da önemli bir paya sahiptir (%27,9). 65 yaş üstü grupta boykot etmemenin en belirgin nedeni “Alternatif Bulmak Zor” yanıtı olup oran %50’ye kadar çıkmıştır. Bu bulgu, ileri yaş grubunda tüketim alışkanlıklarının daha yerleşik olabileceğini göstermektedir.





