YÖNTEM VE AMAÇ
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi 2-9 Mayıs 2024 tarihleri arasında 16 kente, Türkiye’de Türkçe Dışında Konuşulan Anadillerinin Kullanım Düzeyi ile Anadillerine İlişkin Talep ve Eğilimleri ölçebilmek için bir saha araştırması gerçekleştirmiştir.
Türkiye genelinde yer alan 16 kentten yürütülen çalışma online ortamda 1276 kişinin katılımı ile gerçekleşmiştir.
Diyarbakır, İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Antalya, Gaziantep, Çanakkale, Mersin, Elazığ, Mardin, Şanlıurfa, Van, Batman, Şırnak, Ağrı kentlerini kapsayan anket çalışmasının soru formu 3 bölümden oluşmuştur.
Birinci bölüm; yaş, cinsiyet, eğitim durumu gibi değişkenler üzerinden araştırma grubunun demografik verilerine odaklanırken; ikinci bölüm; araştırma grubunun Anadili, anadillerini kullanma ve anadilinde eğitim tercihlerine, Son bölüm araştırma grubunun sahip olduğu anadillerine ilişkin önerilerini öğrenmeyi hedeflemiştir.
Sorulara verilen yanıtlar aynı zamanda katılımcıların yaş, cinsiyet ve sahip olduklarını bildirdikleri anadili yanıtları ile de karşılaştırılarak, ilgili değişkenlerin talep ve eğilim farkları anlaşılmaya çalışılmıştır.
Yapılan saha araştırmasında dikkat çeken kimi verileri özetleyecek olursak;
Araştırma grubunun %60,7’si Erkek %39,3’ü Kadın katılımcılardan oluşmuştur. Orta yaş grubunun daha çok katılım gösterdiği tespit edilen çalışmanın %30,1’i 45-54 yaş aralığındaki, %28,7’si 36-44 yaş aralığındaki katılımcılardan oluşmuştur. Online araştırmalarda sıklıkla karşılaştığımız bir durumun bu çalışmada da gerçekleştiği dikkat çekmiştir; Katılımcıların Eğitim/Öğretim düzeyi nispeten yüksek olduğu görülmüştür; Zira katılımcıların %61,1’i Ön lisans/Lisans, %20,1’i Lisansüstü mezunu olduğunu bildirmişidir.
Verilere göre çalışmaya katılanların toplamda %18,3’ü gelir getiren herhangi bir işte çalışmamaktadır. Araştırma grubunun istihdam durumu incelendiğinde ise %22,9’unun Devlet Memuru/Şef/ Müdür vs, %18,9’unun Profesyonel Meslek (Mim. Av., Dr., vb) sahibi olduğu görülmüştür.
Çalışma kapsamında araştırma grubuna Anadilleri/lehçelerinin ne olduğu sorulmuştur. Yanıtlara göre % 74’ü Anadilim Kurmancî %11,9’u Kirmanckî/Zazakî, %5,3’ü Kurmancî ve Kırmanckî/Zazakî derken; aralarında Süryanice, Ermenice, Arapça, Gürcüce, Çerkezce, Lazca, Rumca, Osetçe vb dillere sahip toplamı %8,8’lik bir kesimin araştırma grubu içinde yer aldığı görülmüştür.
Çalışmanın verilerine göre; anadili Türkçe olmadığı halde hanelerinde/ Aile İçinde sadece Türkçe konuşanların oranı %18,8 iken, Türkçe ve kendi anadillerini hanelerinde birlikte konuşanların toplam oranı %46’dır. Bu verilere göre araştırma grubunun toplamda %64,8’inin hanesinde Türkçe kullanımı mevcuttur.
Ayrıca Anadilini Hanede/Aile İçinde Her Zaman konuşanların oranı %42,2 iken %17,7’si Nadiren, %9,1’i Hiçbir Zaman konuşmadıklarını bildirmiştir. Verilere göre; Anadilin hanede yaygın kullanımı katılımcıların yarısının altında seyretmektedir. Cinsiyet karşılaştırmasına baktığımızda Erkek görüşmecilerin, %46,3’ü Her Zaman, Kadın görüşmecilerin, %35,9’u Her Zaman hanelerinde Anadillerini konuştuklarını bildirmişlerdir. Anadili kullanımında Kadınların oranının düşüklüğü dikkat çekmiştir.
Yaş tablosuna baktığımızda ise orta yaş grubunun anadili her zaman konuşanlar içinde en çok konuşan grubu oluşturduğu, 65 yaş üstünün ise anadilini her zaman konuşma oranının nispeten düşük olduğu dikkat çekmiştir.
Anadil ile hanede konuşulan diller karşılaştırmasına baktığımızda ise Anadilim Kurmancî yanıtını veren görüşmecilerin, %51,5’i hanelerinde Kurmancî- Türkçe, %13,3’ü Türkçe;
Anadilim Kirmanckî/Zazakî yanıtını veren görüşmecilerin %27,6’sı hanelerinde Türkçe, %14,5’i Kirmanckî/Zazakî-Türkçe konuştuklarını söylemişlerdir.
Ayrıca rapordaki veriler farklı anadillere sahip olan her 10 kişiden en az 7’sinin Sokak/Sosyal hayat dilinin Türkçe olduğunu göstermektedir. Cinsiyet tablosuna göre sokakta ya da sosyal hayatta kadınların erkeklere göre daha çok Türkçe konuştuğu görülmüştür.
Araştırma grubuna Anadilini Anlama, Konuşma, Okuma, yazma düzeyine ilişkin sorularda yöneltilmiştir. Buna göre toplamda her 5 katılımcıdan biraz fazlası anadilini az ya da hiç bilmemekte (Toplamda %21,9) iken katılımcıların toplamda %78,1’i anadilini iyi anladığını söylemektedir. Yine aynı araştırma grubunun toplamda %40,5’i Anadilini az ya da hiç konuşamadığını, Toplamda %50,9’u Az ya da hiç okuyamadığını, Yine toplamda %58,9’u Anadilinde az ya da hiç yazamadığını bildirmiştir.
Cinsiyet karşılaştırmasına baktığımızda kadınların, yaş tabloları incelendiğinde ise yaş küçüldükçe anadilini anlayabilme, konuşabilme, okuyabilme ve yazabilme oranının düştüğü görülmüştür.
Anadilini az anladığını veya hiç anlamadığını bildiren katılımcılara “Anadilinizi Niçin Anlayamıyorsunuz/Tam Anlayamıyorsunuz?” sorusu yöneltilmiştir. Yanıtlara göre %38,6’sı Ailemde Konuşan Olmadığı için/Ailem Öğretmediği İçin, %37,1’i Dışlanmamam İçin Sadece Resmi Dil Öğretildi derken;
Anadilini Az Konuştuğunu ya da Hiç Konuşamadığını bildiren katılımcıların ise %38,7’si “Anadilimi iyi Konuşamadığım ve Kendimi İyi İfade edemediğim İçin”, %33,9’u “Ailemde/çevremde Konuşan olmadığı için”, %24,2’si “Anadilimi öğrenebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı İçin” Anadilini konuşamadığını bildirmiştir.
Çalışma kapsamında Araştırma grubuna “Hane içinde Anadilini kimler/hangi yaş grupları ne sıklıkta konuşuyor?” sorusu da yöneltilmişidir. Gelen yanıtlara göre; Hanede Annelerin %61,8’i, babaların %63,4’ü Çok Sık Anadillerini konuşabiliyor iken, Yaş küçüldükçe hanede anadili konuşma sıklığınında dramatik düzeyde düştüğü görülmüştür. Buna göre Hanede 0-5 yaş arasında çocuk olanlarda bu çocukların %42,9’u Anadillerini hiç, %19,6’sı nadiren; 6-11 yaş grubu çocukları olanlarda bu çocukların %41,4’ü Hiç, %21,5’i Nadiren, Hanedeki 12-17 yaş aralığında çocukların %38,3’ü Hiç, %25,4’ü Nadiren, 18-24 yaş aralığında olanların %20,6’sı Nadiren, %25,2’si Hiç Anadillerini Konuşmamaktadırlar.. Öte yandan hanede bulunan 65 yaş üstü bireylerin %1,7’si Nadiren anadillerini konuşurken %4,7’si Hiç anadillerini konuşmadıklarını bildirmişlerdir.
Araştırma grubuna “Hanenizde 0-18 Yaş Grubundan Çocuk Var Mı?” sorusuda yöneltilmiş, yanıtlara göre katılımcılarımızın %63,9’u Evet var demiştir. Bu yaş grubu ile evde/hanede anadillerini konuşup konuşmadıkları sorulmuş, katılımcıların %62’si bu soruya “Evet” yanıtını vermiştir. “Hayır” diyenlere nedeni sorulmuş; %34,7’si Öğretecek kadar iyi bilmediğim için, %34’ü Çevremiz hep Türkçe konuştuğu için, %28,1’i Anadilimi bilmediğim için demiştir. Buna mukabil toplamda %67,2’si bu yaş grubu çocuklarına anadillerini öğretmek için çaba sahibi olduğunu bildirmiştir.
Hanenizde Yaşayan Çocuklarla Anadilinizde Masallar/Hikâyeler Anlatıyor Musunuz? Ya da Hanede Anlatan Başka Biri Var Mı?” sorusuna katılımcıların %46,3’ü Anlatabilecek kimse yok biçiminde yanıt vermiştir.
Araştırma grubu içinde okul çağında olan çocukları için yaşayan diller ve lehçeler seçmeli dersine başvuranların oranının ise %32,8 olduğu görülürken, Seçmeli ders talep edenlerin %16,4’ü Talep ettiğimiz anadilde çocuklar için sınıf açıldı derken diğer başvurulara yanıt verilmediği ya da değişik gerekçelerle sınıflar açılmadığı tespit edilmiştir.
Bununla birlikte katılımcıların %98,4’ü Çocuklarının anadillerinde eğitim görmesini istediğini bildirmiştir.
Anadilinizin Korunması ve Geliştirilmesi Gerektiğini Düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların %99,4’ü Evet derken; “Anadilinizin Varlığını Sürdürmesi Önünde En Büyük Tehlike Sizce Nedir?” sorusuna açık uçlu yanıt veren katılımcıların %52,5’i Anadilde Eğitimin Olmaması, %17,4’ü Ailelerin Çocuklarıyla Türkçe Konuşması, %17,4’ü Baskı ve Asimilasyon Politikaları demiştir.
Akabinde sorulan “Anadilinizin Korunması ve Geliştirilmesi İçin 1.öncelikli Olarak Neler Yapılmasını Önerirsiniz?” sorusuna katılımcıların %36,1’i Eğitim/Öğretim Dili Olmalı, %29,6’sı Yasal/Anayasal Güvencelere Kavuşmalı, %16,5’i Resmi Dil Olarak Kabul Edilmeli, %12,5’i Aileler Çocuklarına Anadillerini Öğretmeli yanıtlarını vermiştir. Katılımcılara 2. Ve 3. önceliklerde sorulmuştur. Yanıtların ayrıntıları raporda yer almıştır.
Araştırma grubuna anadillerinden kaynaklı ayrımcılığa maruz kalıp kalmadıkları da sorulmuştur. Verilen yanıtlara göre Devlet dairelerinde%77,7’si Evet, %11,6’sı Kısmen; Sağlık Kurumlarında , %62,1’i Evet, %23,5’i Kısmen; Eğitim Kurumlarında , %75,9’u Evet, %13’ü Kısmen; Toplu taşıma da %40,4’ü Evet, %28,5’i Kısmen; Müzik/film gösterimlerinde %61,1’i Evet, %19,4’ü Kısmen; Giyim/Kuşamda %47,5’i Evet, %19,6’sı Kısmen; İnanç/Bayram ve Kutlama ritüellerinde %48,6’sı Evet, %20,5’i Kısmen; Sosyal çevresinde %31,2’si Evet, %31,3’ü Kısmen; Sosyal Medya da %46,6’sı Evet, %26,6’sı Kısmen; İş ortamında %48,4’ü Evet, %22,7’si Kısmen; yaşanılan kentte %28,7’si Evet, %27’si Kısmen Ayrımcılığa maruz kaldıklarını bildirmişlerdir. Bu yanıtlar Anadili ve Kültürü Türkçeden ve Türklükten farklı olanların ayrımcılığa uğradıklarına dair yaygın bir kanaat olduğunu göstermektedir.