TÜRKÇE DIŞINDA KULLANILAN ANADİLLERE DAİR SAHA ARAŞTIRMA RAPORU ŞUBAT-2021

0
831

YÖNTEM VE AMAÇ

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi; 20 Ocak -7 Şubat 2021 tarihleri arasında, Türkiye genelinde Türkçe dışında kalan anadillerin kullanımına ve bu anadilleri kullananların algı, tutum ve eğilimlerine, anadillere ilişkin yaşanan sorun ve çözümlere dair veriler açığa çıkarmak amacıyla bir anket çalışması gerçekleştirmiştir.

Online ortamda bilgisayar ve telefon yöntemiyle gerçekleşen çalışma; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Hatay, Hakkâri, Batman, Bingöl, Bitlis, Bolu, Bursa, Cizre, Çanakkale, Çorum, Dersim, Diyarbakır, Adıyaman, Elazığ, Gaziantep, Iğdır, Kars, Kayseri, Kocaeli, Ağrı, Konya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Osmaniye, Siirt, Şanlıurfa, Tekirdağ, Van, Yalova, Şırnak, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir kentlerinde yaşayan 1476 kişinin katılımıyla gerçekleşmiştir.

Türkiye de tek resmi dil olan Türkçe dışında kullanılan anadillerin kullanım yaygınlığı, korunma ve gelişim olanakları ile sorunları, çözüm önerileri üzerine algı, eğilim, talep ve beklentileri ölçmeyi amaçlayarak gerçekleşen çalışmada anket soruları 3 bölümden oluşmuştur. Birinci Bölümü katılımcıların demografik verilerine odaklanırken, İkinci Bölümü kullanılan anadile ve kullanım alanlarına, Üçüncü Bölümü anadilin kullanım ve gelişimine dair ortaya çıkan olanak, sorun ve zorlukları ile çözüm yaklaşımlarına odaklanmıştır.
Gelen yanıtlar SPSS ortamına aktarılarak; veriler tablo ve grafiklerle raporlanma yoluna gidilmiş, ayrıca yanıtların önemli bir kısmı katılımcıların cinsiyet, yaş, hane aylık geliri, eğitim durumu ve sahip olunan anadil sorularına verdikleri yanıtlarla karşılaştırılarak analiz edilmiştir.

Oldukça önemli çok sayıda veriye ulaştığımız çalışmada Türkiye’de Türkçeden başka konuşulan en büyük anadil grubunun Kürtçe olduğu görülürken; yanıtlar bize insanların farklı anadil ve kimlik özelliklerinden ciddi bir ayrımcılık haline maruz kaldıklarını düşündüklerini, resmi olmayan ve eğitim dili haline gelmeyen anadilin sürdürülebilirliğinde kimi sorunlar olduğunu ayrıntılarıyla göstermektedir.

Bu bağlamda çalışmada öne çıkan kimi verileri özetleyecek olursak; %66,5’i “Erkek”, %33,1’i “Kadın” ve %0,3’ü “LGBTİ+” katılımcılardan oluşan çalışmaya 18 yaş ve üstü her yaş grubundan katılım olmakla beraber en fazla katılım ”, %30,6 ile “25-34 Yaş” grubu %28,4 ile “ 35-44 Yaş” grubunda yaşanmıştır. Toplamda %65,5’i üniversite ve üstü mezunu iken; %22,5’inin hane geliri “0-1500 TL” ve sadece % 10,5’inin hane aylık gelirinin “7501 TL ve üzeri” olduğu görülmüştür.
Katılımcıların %94,9 gibi oldukça büyük bir kesimi Anadillerinin “Kürtçe” olduğunu belirtirken, %3,5’i “Çerkesce”, %1,2’si “Ermenice”, %0,3’ü “Arapça”, %0,1’i Süryanice, %0,1’i ise “Lazca” olduğunu ifade etmişleridir.

Bununla birlikte; %60,9’u “Kûrmancî”, %31,1’i “Türkçe”, %5’i “Zazakî/Dimilî”, %1,5’i “Çerkesce”, %0,3’ü “Arapça”, %0,3’ü “Ermenice”, %0,3’ü “Hem Kürtçe Hem Türkçe”, %0,2’si “Yaşlılar Dışındakilerle Türkçe”, %0,1’i “Lazca” ve %0,1’i ise “Süryanice” dillerini hane içinde çoğunlukla kullandıklarını söylemişlerdir. Burada genel olarak anadili Ermenice, Çerkezce olanların hanelerinde anadillerini kullanma oranlarındaki düşüş dikkat çekerken; en büyük anadil grubunu oluşturan Kürtçe anadiline sahip olanların yaklaşık 3’te 1’inin de hanelerinde ağırlıklı olarak Kürtçe konuşmadığını öğreniyoruz. Sokakta, sosyal hayatta bu oranların çok daha fazla düştüğünü tespit eden çalışmaya göre;
Sokakta, sosyal hayatlarında katılımcıların %61,5’i “Türkçe”, %36,4’ü “Kûrmancî”, %1,2’si “Zazakî/Dimilî”, %0,6’sı “Kûrmancî/Türkçe”, %0,2’si “Çerkesce”, %0,1’İ “Arapça”, %0,1’i “Lazca” ve %0,1’i ise “Süryanice” kullandığını söylemiştir. Kürtçe kullanımındaki erime dikkat çekicidir.

Bununla birlikte katılımcılara kimi mekan/ortamlarda anadillerini kullanma sıklığı da sorulmuştur. Buna göre;Devlet dairelerinde %52,’si anadilini “Hiçbir zaman” kullanmadığını ; %31,1’i “Nadiren”, %13,6’sı “Ara Sıra” kullanırken sadece %3,4’ü resmi dairelerde anadillerini “Çoğunlukla” kullandığını;
“Sosyal Çevrelerinde %43,3’ü anadilini “Çoğunlukla” kullandığını söylerken, %4,3’ü “Hiçbir Zaman”, %14,6’sı “Nadiren”, %37,9’u “Ara Sıra” ve kullandığını;
“Sosyal Medyada katılımcıların %31,1’i “Nadiren” anadilini kullandığını söylerken, %19,1’i “Çoğunlukla”, %12,4’ü “Hiçbir Zaman” kullanmadığını,”, %7,4’ü “Ara Sıra” kullandığını;
İş ortamında %29,9’u anadilini “Ara Sıra” kullandığını söylerken, %23,5’i “Hiçbir Zaman”, %24,6’sı “Nadiren”,” ve %22,1’i ise “Çoğunlukla” kullandığını;
“Aile/Akraba Ortamında %74,4’ü “Çoğunlukla” anadilini kullandığını söylerken, %2’si “Hiçbir Zaman”, %4,8’i “Nadiren”, %17,8’i “Ara Sıra” kullandığını;
Yaşadığınız Kentte %36,7’si “Ara Sıra” anadilini kullandığını söylerken, %35,5’i “Çoğunlukla, %6,4’ü “Hiçbir Zaman”, %21,4’ü “Nadiren” kullandığını;
Sağlık Kurumlarında %47,9’u “Hiçbir Zaman” anadilini kullanmazken, %37,1’i “Nadiren” ve %15’i ise “Ara Sıra” kullandığını;
Eğitim Kurumlarında %52,4’ü “Hiçbir Zaman” anadilini kullanmazken, %32,3’ü “Nadiren”, %12,4’ü “Ara Sıra” ve %2,9’u ise “Çoğunlukla” kullandığını belirtmiştir.
Türkçe dışında başka bir anadile sahip olanların ayrımcılık algısını ölçmek amacıyla sorulan sorulara gelen yanıtlara göre katılımcıların; %72’si “Devlet Dairelerinde” çoğunlukla ayrımcılığa maruz
kaldıklarını söylerken sadece %5,3’ü “Hiçbir Zaman”, ayrımcılığa maruz kalmadığını ifade etmiştir.

Ayrıca Anadili Süryanice olanların tamamı; Kürtçe olanların %73,5’i, Ermenice olanların %52,9’u, Lazca olanların %50’si, Çerkesce olanların %42’si, Arapça olanların %25’i Çoğunlukla devlet dairelerinde ayrımcılığa maruz kaldıklarını söylerken diğerleri genel olarak “Ara sıra”, “Nadiren” yanıtlarını vermişlerdir.

Katılımcıların %31,9’u “Ara Sıra” “Sosyal Çevrelerinde “ anadili nedeniyle ayrımcılığa uğradığını söylerken, %27,7’si “Nadiren, %21,3’ü “Hiçbir Zaman”, %19’u ise “Çoğunlukla” sosyal çevrelerinde ayrımcılığa uğradıklarını söylemişlerdir. Ayrıca Sosyal çevrelerinde ayrımcılığa en çok uğradığını düşünen grupların başında Süryanice, Kürtçe, Ermenice konuşanlar geldiği görülmüştür.

Katılımcıların %31,1’i Sosyal Medyada “Çoğunlukla” anadili nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını belirtirken; %29,8’i “Ara Sıra”, %26,7’si “Nadiren” ayrımcılığa uğradığını, %12,4’ü ise “Hiçbir Zaman”, ayrımcılığa uğramadığını belirtmiştir. Ayrıca Sosyal Medya da ayrımcılığa en çok uğradığını düşünen grupların başında Süryanice, Kürtçe ve Ermenice konuşanlar gelmektedir.

Katılımcıların %32’si İş ortamında “Çoğunlukla” anadili nedeniyle ayrımcılığa uğradığını söylerken, ”, %24,2’si “Nadiren”, %22,1’i “Ara Sıra” ayrımcılığa uğradığını, %21,8’i iş ortamında “Hiçbir Zaman” ayrımcılığa uğramadığını belirtmiştir.

Yine “Aile/Akraba Ortamında Anadili ile ilgili %62’si“Hiçbir Zaman Ayrımcılığa Maruz Kalmadığını söylerken, %27,4’ü “Nadiren” ayrımcılığa uğradığını söylemiştir. Yaşadığı kentte anadilinden kaynaklı çoğunlukla ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin oranı %24 iken, %28,2’si “Nadiren”, %23,2’si “Ara Sıra” ayrımcılığa uğradığını belirtmiştir. Yaşadığı kentte dilinden kaynaklı “Hiçbir zaman” ayrımcılığa uğramadığını düşünenlerin oranı %24,6.
Katılımcıların %52,1’i Sağlık kurumlarında “Çoğunlukla” ayrımcılığa uğradığını düşünürken, sadece “%8,7’si “Hiçbir Zaman” Sağlık kurumlarında ayrımcılığa uğramadığını söylemiştir.
Katılımcıların %62,5’i Eğitim Kurumlarında “Çoğunlukla” ayrımcılığa uğradığını söylerken, sadece %7,9’u “Hiçbir Zaman” Eğitim Kurumlarında ayrımcılığa uğramadığını söylemiştir.
Araştırma grubuna anadilleri nedeni ile tedirginlik duyup duymadıklarına dair bir dizi soru da sorulmuştur. Buna göre katılımcılara sorulan “Toplu Taşıma Araçlarında Anadilinizi Kullanırken tedirgin oluyor musunuz” sorusuna katılımcıların %39,5’i “Evet” Tedirgin oluyorum derken, %25,3’ü toplu taşımada anadilini kullanırken “Kısmen” tedirginlik hissettiğini, %33,8’i ise hissetmediğini bildirmiştir. Toplu taşımada anadilini kullanırken Lazca dışındaki dil gruplarının hepsi tedirginlik hissetmekle beraber en çok tedirginlik hisseden ilk iki grubu yine Süryanice ve Kürtçe konuşan grupların oluşturduğu görülmüştür.
Katılımcıların %67,9’u “Devlet Dairelerinde Anadilini Kullanırken Tedirgin Olduğunu” söylerken %11,9’u “Hayır” tedirginlik hissetmiyorum demiştir. Bu soruya %19,5’i “Kısmen” yanıtı vermiştir. Tüm anadillerdeki gruplar devlet dairelerinde anadillerini kullanırken tedirginlik hissettiklerini söyleseler de en çok tedirginlik hissettiğini söyleyen ilk iki grubu Süryanice ve Kürtçe konuşan gruplar oluşturmuştur.

Sosyal çevrelerinde anadillerini konuşurken tedirginlik hissedenlerin oranı %16,2’ iken, %25,3’ü “Kısmen tedirginlik hissettiğini söylemiştir. %55,6’ı “Hayır” tedirginlik hissetmiyorum demiştir.

Yine katılımcıların %31’i İş ortamında anadilini kullanırken “Evet” tedirginlik hissediyorum derken %25,7’i “Kısmen” tedirginlik hissettiğini belirtmiştir. %40’ı “Hayır demiştir.
Sokakta Anadilini Kullanırken “Evet” Tedirgin Hissediyorum diyenlerin oranı ” %23,7 iken, %47,6’sı “Hayır”, %25,8’i “Kısmen” demiştir. Yine Sosyal Medyada Anadilimi kullanırken tedirginlik hissediyorum diyenlerin oranı %26,4 iken, %29,3’ü “Kısmen ” tedirgin olduğunu belirtmiştir. %42’si “Hayır” tedirgin olmuyorum demiştir.

“Sağlık Kurumlarında Anadilini Kullanırken “Evet Tedirginim” diyenlerin oranı %56,7 iken %23,9’u ise “Kısmen” tedirginlik hissetmektedir. %17,9’u “Hayır” demiştir.
“Eğitim Kurumlarında Anadilini Kullanırken “Evet” Tedirgin Olduğumu Hissediyorum diyenlerin oranı %63,2. %20,1’i “Kısmen” tedirgin iken, %15,2’si “Hayır” demiştir.
Araştırma grubuna hanede yaşayan kişilerin yaş aralığına göre anadillerini ne düzeyde kullandıkları da sorulmuştur. Verilen yanıtlara göre; Görüşmecilerin %56,4’ü, 0-7 Yaş Aralığındakilerin %25,8’i, 8-18 Yaş Aralığındakilerin %28,6’sı, 18-24 Yaş Aralığındakilerin %35,8’i, 25-34 Yaş Aralığındakilerin %45,8’i, 35-44 Yaş Aralığındakilerin %55,6’sı, 45-54 Yaş Aralığındakiler %63,8’i, 55 Yaş ve Üzerindekilerin %71,9’unun hanelerinde çoğunlukla Kürtçe konuştukları belirtilmiştir. Yaş ilerledikçe hanede anadilini konuşanların oranında artış olduğu görülmüştür. “Nadiren “ve “Hiçbir zaman” yanıtları birlikte düşünüldüğünde 8 yaş ile 34 yaş arasındaki grupların hanelerinde anadili çok daha az kullandığı görülmüştür.
Katılımcıların Anadilleri yanında sahip oldukları kimliklere ait kültürel kimi dokuları ne denli korudukları da öğrenilmek istenmiştir. Bu nedenle sorulan sorulara verilen yanıtlara göre;
“Giyim/Kuşam/Tarzınız İle Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %11,8’i “Çoğunlukla”, %28,6’sı “Nadiren” %35,1’i “Ara Sıra” taşıdığını söylemiştir. %20,6’sı “Hiçbir Zaman” taşımadığını beyan etmiştir.
“Sözlü ve Edebi Anlatılar Konusunda Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %37,1’i “Hiçbir Zaman” derken, %20,4’ü “Nadiren”, %39,2’si “Ara Sıra” demiştir.

Düğün/Nişan/Söz Merasimlerinde Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %58,5’i “Çoğunlukla” %9,9’u “Nadiren”, %25,4’ü “Ara Sıra” %3,3’ü ise “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Yöresel Mutfak Konusunda Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %64,5’i ise “Çoğunlukla”, %25,8’i “Ara Sıra” , %5,7’si “Nadiren” derken, sadece %1,5’i “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Müzik/Film/Gösteri Konusunda Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %40,8’i “Çoğunlukla”, %38,9’u “Ara Sıra” derken, sadece %3,7’si “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Eş/Dost/Akraba Ziyaretlerinde Kültürel/Folklorik Özelliklerinizi Ne Kadar Taşıdığınızı Düşünüyorsunuz?” sorusuna; %61,1’i “Çoğunlukla” %27,1’i “Ara Sıra” sadece %1,7’si “Hiçbir Zaman” yanıtını vermiştir.

Yanıtlardan anlaşılacağı üzere Kültürel/Folklorik özelliklerin en az sürdürüldüğü alanların başında sözlü/Edebi anlatılar ile giyim kuşam gelmektedir.
Bunlarla bağlantılı olarak araştırma grubuna;
Giyim/Kuşam/Tarz Gibi Kültürel/Folklorik Özelliklerinizden Dolayı Ayrımcılığa Uğradığınızı Düşünüyor Musunuz?” sorusu da yöneltilmiş; %32’si “Çoğunlukla, %24,2’si “Ara Sıra” ayrımcılığa uğradığını söylerken %22,3’ü “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Sözlü ve Edebi Anlatılar Gibi Kültürel/Folklorik Özelliklerinizden Dolayı Ayrımcılığa Uğradığınızı Düşünüyor Musunuz?” sorusuna %33,5’i “Çoğunlukla” %28,4’ü “Ara Sıra” ayrımcılığa uğradım derken %15,7’si “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Düğün/Nişan/Söz/Yas ve Taziye Gibi Kültürel/Folklorik Özelliklerinizden Dolayı Ayrımcılığa Uğradığınızı Düşünüyor Musunuz?” sorusuna %30,2’si “Ara Sıra” ve %23,4’i ise “Çoğunlukla” ayrımcılığa uğradım derken; %22,6’sı “Hiçbir Zaman” demiştir.

“Müzik/Tiyatro/Gösteri/ Gibi Kültürel/Folklorik Özelliklerinizden Dolayı Ayrımcılığa Uğradığınızı Düşünüyor Musunuz?” sorusuna %40,3’ü “Çoğunlukla” %24,7’si “Ara Sıra” , %15’i “Hiçbir Zaman” yanıtlarını vermiştir. Yanıtlar bize insanların farklı anadil ve kimlik özelliklerinden ciddi bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını göstermektedir.

Araştırmanın önemli sorularından olan “Anadilinizi Ne Düzeyde Biliyorsunuz?” sorusuna gelen yanıtlara göre; katılımcıların %60,7’si Anadilimi “Hem Konuşuyorum, Hem Anlıyorum Hem de Yazabiliyorum”, %29,2’si “Konuşuyorum Anlıyorum Ama Yazamıyorum”, %8,1’i “Anlıyorum Ama Konuşamıyorum Yazamıyorum” derken, katılımcıların; sadece %1,7’si “Hiçbirini Bilmiyorum” demiştir.

İlgili sorunun cinsiyet karşılaştırmasına baktığımızda anadil hâkimiyetinin Erkeklerde daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Zira Kadın görüşmecilerin %47,5’i “Hem Konuşuyorum Hem Anlıyorum Hem de Yazabiliyorum”, %35,2’si “Konuşuyorum Anlıyorum Ama Yazamıyorum”, %13,1’i “Anlıyorum Ama Konuşamıyorum Yazamıyorum”, derken;
Erkek görüşmecilerin ise % 67,3’ü “Hem Konuşuyorum, Hem Anlıyorum Hem de Yazabiliyorum”, %26’sı “Konuşuyorum Anlıyorum Ama Yazamıyorum”, %5,6’sı “Anlıyorum Ama Konuşamıyorum Yazamıyorum” demişlerdir.

Anadili bilme düzeyi açısından Lazca ve Süryanice anadillerine sahip katılımcıların hepsi anadillerini anlayıp konuştuğu halde yazamadığını söylerken; hem anlayıp, hem konuşup hem de yazabilen en fazla anadil grubunun Ermenice, Kürtçe ve Çerkezce de olduğu görülmüştür.

Anadili bilme düzeyi ile öğretim düzeyi karşılaştırmasında okur-yazarlık düzeyinin öğretim düzeyiyle paralel biçimde arttığı görülse de; Diplomasız okur yazarların anadillerini en fazla “hem konuşan, hem anlayan hem de yazan” grubu oluşturdukları dikkat çekmiştir.
Anadilini hiçbir biçimde bilmeyen katılımcılara, anadilini bilmeme nedeni de sorulmuş, verilen yanıtların ilk 5 sırasını şu gerekçeler oluşturmuştur; %38,4’ü “Ailem De Konuşan Olmadığı İçin/ Ailem Öğretmediği İçin”, %37,3’ü “Dışlanmamak İçin Sadece Resmi Dili Öğrendim/Sadece Resmi Dil Öğretildi”, %7,2’si “Eğitim Sistemi Yüzünden/Eğitim Dili Olmadığı İçin”, %6,5’i “Geleceğim İçin Gerekli Görmedim”.

Cinsiyet karşılaştırmasına baktığımızda Erkek katılımcıların anadillerini bilmemem nedeninin başında “Dışlanmamak İçin Sadece Resmi Dili Öğrendim/Sadece Resmi Dil Öğretildi” gerekçesi gelirken; kadın katılımcıların bilmeme nedeninin başında “Ailem De Konuşan Olmadığı İçin/ Ailem Öğretmediği İçin” gerekçesi gelmiştir.

Araştırma grubuna “Anadilinizin Varlığını Sürdürmesinin Önündeki En Büyük Tehlike Sizce Nedir?” sorusu da yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların; %22,6’sı “Eğitim Dilinin Anadilde Olmaması”, %16,2’si “Asimilasyon Politikaları”, %11,2’si “Devlet Politikaları”, %9,7’si “Yasak ve Dışlanma”, %8,7’si “Aile İçinde Konuşulmaması ve Çocuklarına Öğretmemeleri”, %7,9’u “Yasal/Anayasal Güvencesizlik” yanıtlarını vermişlerdir.

Yine Araştırma grubuna yöneltilen “Anadilinizin Korunması ve Gelişimi İçin Sizce Ne Yapılabilir?” sorusuna; %33,4’ü “Anadilde Eğitim Hakkı Tanınmalı ve Korunmalı”, %29,3’ü “Anadilimiz Resmi Dil Olarak Tanınmalı”, %10,7’si “Gündelik Hayatın Her Alanında Anadili
Konuşma Güvencesi Sağlanmalı”, %9’u “Aileler Çocuklarına Anadili Öğretmeli/Anadilde Konuşmalı” , %8,4’i “Yasal/Anayasal Güvenceler Sağlanmalı” yanıtlarını vermişlerdir.
Burada özetine yer verdiğimiz araştırmanın tablo, grafik analizleri ile Cinsiyet, yaş, hane aylık geliri, eğitim düzeyi ve sahip olunan anadil, sorularına gelen yanıtlarla yapılan karşılaştırmalı tablolar raporda ayrıntıları ile yer almaktadır.

Raporun tamamına erişim için tıklayınız…