Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi olarak ilkini Haziran-Ağustos 2021 döneminden başlatıp 3 aylık periyotlarla yayınladığımız “Kürtler, Aleviler ve Mültecilere Yönelik Irkçı Saldırılara İlişkin Basın Taraması”nın 1 Ocak-31 Aralık 2024 dönemini ele almayı hedefleyen yıllık raporumuza göre gerçekleştirilen basın taramasında toplamda en az 241 ırkçı/ötekileştirici/yok sayan haber basına yansımıştır.
Uzun zamandır Türkiye’de iktidar ve muhalefetin söylemleriyle ve bu dolayımda gelişen toplumsal reflekslerle; ötekileştirme, kutuplaştırma, yok sayma, kendinden görmeme gibi kavramlarla tanımlanan; kişilerin etnik, bölgesel ve inançsal farkları nedeniyle belirtilen davranış biçimlerine maruz bırakıldıklarını gösteren çok sayıda haberle karşılaşıyoruz.
Yıl boyunca ülkede oluşan her türlü olumsuzluğa karşı bir kurban arayışında olan tekçi-hegemonik yaklaşım dönemsel olarak değişimler gösterse de yıl boyunca tüm negatif edimleri bir başkasına fatura etme geleneğini sürdürmeye devam etmiştir.
2024 yılında gerçekleşen Yerel Seçimler, diğer tüm seçim süreçlerinde olduğu gibi siyasilerin oy devşirme amacıyla göçmen/mülteci politikasının tartışılması üzerinden ırkçı/ötekileştirici/yok sayan söylemler revaçtayken diğer yandan da Kürtlerin seçim refleksleri ve Kürt adayların seçim çalışmaları ırkçı/ötekileştirici/yok sayan söylem ve eylemlerin muhatabı bırakılmıştır. Yaz aylarında Kayseri, Gaziantep, İstanbul gibi kentlerde göçmenlere/mültecilere yönelik saldırılar neyse ki bir pogroma dönüşmeden önlense de o süreçte özellikle dijital medya üzerinden ırkçı/ötekileştirici/yok sayan söylemler ziyadesiyle tahrik edici olup insanların uzunca bir süre kaygılarla yaşamasına neden oldu.
Yılın son çeyreğiyle birlikte özellikle kayyum atamaları Kürtlere ve Kürtçeye yönelik saldırgan tutumları geliştirmekle birlikte artan çatışma ve şiddet ortamı ırkçı/ötekileştirici/yok sayan söylem ve eylemleri olağan hale getirdi.
Öte yandan Aralık ayının ilk haftası sonrası Suriye’de gerçekleşen rejim ve yönetim değişikliği özellikle Suriyeli göçmen ve mültecilerin dönüşü noktasında bir beklenti yarattığından, bu kesime yönelik yönelik ırkçı/ötekileştirici/yok sayma yaklaşımı görece azalmış diyebiliriz.
Yıl içerisinde göçmenlere/mültecilere yönelik “işgal” iddiasıyla gerçekleşen saldırılar, Kürtlere yönelik ise dilin ve kültürel ögelerin kamusal alanda kullanımının yarattığı rahatsızlıklar üzerinden gelişmektedir. Histerik milliyetçilik yaklaşımın revaçta olduğu toplumlarda ne yazık ki bu gibi farklılıklara tahammülsüzlük farklı formlarda yeniden vücut bulabilmektedir.
Gerçekleşen 1 yıllık taramaya göre Kürt kimliğine ve diline yönelik bahsedilen Saiklerle basında en az 193 saldırı/yok sayma haberi yer almıştır. (Tablo-1)
Devamla, aynı dönem içerisinde Mültecilere yönelik bahsedilen Saiklerle basında en az 36 saldırı/yok sayma haberi yer almıştır. (Tablo-2)
Yine aynı dönem içerisinde Alevilere yönelik bahsedilen Saiklerle basında en az 12 saldırı/yok sayma haberi yer almıştır. (Tablo-3)
Tabloların yer aldığı raporun tümünü görmek için tıklayınız…